Oslo
2017 yazı için Norveç ilk başlarda planlarımızda yoktu. Nice ve Cote D'Azur planları yaparken iptal olan uçak nedeni ile kendimi yeni planlar yaparken buldum. THY'nin uygun fiyatlı Oslo uçuşunu görünce neden olmasın dedik ve uçak biletleri aldık. Biletleri almasına aldık ama bir haftalık bir seyahat programını nasıl planlamak gerekirdi? İşte o noktada biraz zorlandığımı itiraf edeyim. Norveç seyahati beni en çok zorlayan seyahatlerden biri oldu. Oslo seyahat başlangıç ve bitiş noktamız olacaktı ama arada nerelere gitmek, nereleri görmek gerektiğine karar vermem oldukça zordu. Görülebilecek o kadar çok yer var ki... Kuzeye doğru gece yarısı güneşini görmek için uzansak mı, Stravenger'de ünlü Preikestolen'e (the Pulpit Rock) tırmansak mı, hangi fiyordlar en güzelleri, hangilerini görmek gerek gibi birçok soru ile baş başa seyahat planını yapmaya çalıştım. Sonuçta iki aile, 4 çocuk faktörü ve maliyetleri göz önünde bulundurduğumda az ama öz ve rahat bir program yapmaya karar verdim. Uçak biletlerini ucuza almasına aldık ama Norveç'i kapsayan bir seyahat planı oldukça pahalıya geliyor, belirtmekte fayda var.
Bir haftalık Norveç gezisinden sonra yeşile doyduk doymasına ama burada da gözlerim yeşili arar oldu. Şelale manzaralı eviniz olsun isterseniz sizi fiyord bölgesine taşınmanızı önerebilirim. Elimizde bol bol fotoğraf ve güzel anılarla seyahatimizi bitirdik. Başka bir zamanda Norveç'in göremediğimiz yerlerini görme dileğini bir kenara bırakarak...
Gelelim seyahatimizin genel hatlarına. İlk iki gece Oslo'da konaklayıp şehri keşfettikten sonra tren ile Bergen'e geçiş. Bergen'de 3 gece konaklama sonrası, Oslo'ya tren ile dönüş. Son gece Oslo'da konakladıktan sonra ertesi gün ülkeye dönüş.
Seyahat başlangıç noktamız olan Oslo'ya gelirsek... 2016'da yaptığımız Stockholm seyahati sonrasında Oslo'nun Stockholm ile çok benzer yönleri olduğunu söyleyebilirim. Benzer müzeler, benzer yerleşimler gibi. O yüzden çok yabancılık çekmedik. Oslo'ya haksızlık yapmak istemem ama Stockholm'un açık ara birinci olduğunu söyleyebilirim. Gelelim Oslo'da neler yaptığımıza.
Havaalanından tren ile merkez tren istasyonuna geçtik. Havaalanından şehir merkezine gitmek için farklı seçenekler mevcut. En uygun seçenek, yerel treni (NSB) kullanmak. Biraz daha hızlı bir seçenek olan Flytorget Airport Express treni de mevcut ama fiyat olarak yerel trenler daha uygundu. İsterseniz web sitesinden biletlerinizi önceden de alabilirsiniz ya da bizim gibi trene binmeden önce bilet satış makinelerinden alabilirsiniz.
Merkez tren istasyonuna gelince hemen otelimize geçiş yaptık. Oslo'da konaklama için kesinlikle bizim kaldığımız oteli önerebilirim: Scandic Byporten. Kahvaltı dahil (ki kahvaltısı bir Avrupa şehrinde şu ana kadar yediğim en çeşitli ve güzel kahvaltılardan biriydi), aile odaları olduğu için, merkezi konumu ile her yere kolay ulaşım sağladığı için, dışarı çıkmadan tren garından direkt geçişi olduğu için bizim çok hoşumuza gitti. Odanın çok küçük olacağından korkuyordum ama check in sırasında odalarımızı upgrate ettikleri için bu otelin bizdeki yeri ayrı :)
Otele yerleştikten sonra Oslo'da görmeden dönülmemesi gereken Oslo Opera Binası'na doğru yürüdük. Oslo Opera Binası, ilginç ve güzel mimarisi ile göz dolduruyor. Çatısına çıkıp Oslo'yu yüksekten izleyebilirsiniz. İsterseniz binanın içine de girebilirsiniz, içerisi de en az dışı kadar güzel. Biz hem ilk akşam hem de son akşam bu güzel binayı ziyaret ettik. Yaz dönemi olmasaydı belki bir bale ya da opera gösterisine bile gidilebilirdi.
Opera binası sonrasında akşam yemeği için Mamma Pizza'ya doğru gittik. Nispeten uygun fiyatlı ve lezzetli pizza ve makarnaları sonrasında Oslo'nun ünlü Karl Johans Gate caddesi boyunca Krallık Sarayına kadar yürüdük. Nispeten uygun fiyatlı pizza derken Türk lirasına çevirdiğimizde bir margarita pizza fiyatının 60 lira civarı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
,
İkinci günümüzde, güzel bir kahvaltı sonrasında Oslo müzelerini keşfetmeye başladık. Bunun için öncelikli olarak bir günlük Oslo Pass aldık, hem kendimize hem de çocuklara. Oslo Pass ile hem ücretsiz seyahat edebiliyorsunuz hem de müzelere ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Oslo Pass'ın bir günlük ücreti €42, çocuk için ise €22. Eğer çok fazla müze ziyareti planlamıyorsanız, 24 saatlik ulaşım kartı da alabilirsiniz. Tek biniş 33 NOK iken, 24 saatlik seyahat kartı 90 NOK. Çocuklar haftasonları ve tatillerde yanlarında bir yetişkin ile bedava seyahat edebiliyorlar. Ama bu zamanlar dışında 4 yaş üstü çocuk için de bilet almanız gerekiyor. Stockholm bu konuda daha iyiydi sanırım.
İlk durağımız, Norveç Halk Müzesi (Norwegian Folk Museum), Oslo'nun açık hava müzesi. Oslo'da beğendiğimiz müzelerden biriydi. Bygdoy adasında bulunan bu müzeye gitmek için önce tren garının önünden 12 nolu tramvaya bindik (12 nolu tramvayı aklınızda tutun, Oslo'da birçok noktaya bu tramvay ile kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz). 12 nolu tramvay ile Radhuset ya da Aker Brygge durağında inip, feribota aktarma yaptık. 91 nolu feribot ile Bygdoy'a ulaşıyorsunuz. Bygdoy adasında feribot iki durakta yolcu alıp bindiriyor. Norwegian Folk Museum ve Viking Gemisi müzeleri için Dronningen durağında, Fram Müzesi için bir sonraki durakta inebilirsiniz. Biz Dronningen durağında inip, dönüşü de Fram Müzesinden yaptık. Tek vasıta ile gitmek isterseniz, tren garından kalkan 30 nolu otobüsü de kullanabilirsiniz. Feribottan inince güzel evler arasında müzeye doğru yürüdük. Her evde birer devasa trambolin olduğunu da eklemeden geçemeyeceğim.
Norveç Halk Müzesi, geleneksel Norveç evlerini içerisinde barındıran, eski Norveç hayatını gözünüzde canlandırmanıza yarayan dünyanın en eski açık hava müzelerinden birisi. Müze içerisinde eski Norveç hayatını yansıtan gösterilere de rastlayabiliyorsunuz.
Norveç Halk Müzesi sonrasında Viking Gemisi Müzesine gittik. Stockholm'deki Vasa Müzesi sonrası burası bizi pek açmadı. Ama Vasa Müzesini görmediyseniz ve Viking Gemisi görmek istiyorsanız, bu müzeye gidebilirsiniz.
Viking Gemisi müzesi önünde 30 nolu otobüse atladık ve Fram Müzesinin yolunu tuttuk. Viking Gemisi ile Fram müzesi arasında bir seçim yapmanız gerekirse ben Fram müzesini görmenizi tavsiye ederim. Fram Müzesi, kutupları araştıran en güçlü ahşap geminin müzesi. İsterseniz gemiye çıkabilir, kameraların içinde gezinebilirsiniz. Gemi, ilk kutup keşfine 1893 yılında çıkmış. Gemi aynen günümüzde duruyor ve ziyaretçilerin keşfetmesine açık. Kutup araştırmaları hakkında, kutup keşiflerini yapan insanlar hakkında da bilgi sahibi oluyorsunuz.
Eğer gemi ile ilgili müzeye doymadıysanız, Fram Müzesinin hemen yanındaki Kon-Tiki Müzesini de ziyaret edebilirsiniz. Kon-Tiki, 1947'de Pasifik okyanusu geçen Thor Heredahl'ın kullandığı salları içeren bir müze. Biz biraz yorulduğumuz için bu müzeyi es geçtik ve feribota atlayıp, Aker Brygge'e geri döndük. Feribottan inince hemen karşınızda Nobel Barış Merkezi sizi bekliyor. Yine kendimi tutamayıp, Stockholm ile karşılaştırma yapacağım ve Nobel Müzesinin daha etkileyici olduğunu söyleyeceğim. Oslo'daki müzede sadece Nobel Barış Ödülünü kazananlar ile ilgili bilgi mevcut. En son Nobel Barış Ödülünü kazanan ile ilgili detaylı sergi var. 2016 yılında Colombia'nın devlet başkanı Juan Manuel Santos kazandığı için onunla ilgili sergi mevcuttu.
Nobel Barış Merkezinden çıkınca, kendimizi Aker Brygge'e bıraktık. Aker Brygge, Oslo'nun en canlı yerlerinden birisi. Yol boyunca çeşitli restoranlar ve alışveriş merkezleri mevcut. Oslo'daki alışveriş merkezlerinin kapalı olduğunu söylemek isterim. Avrupa'da görmeye alışık olmadığım için ilgimi çekti, sonra da bu soğukta başka nasıl olsun diye kendi kendime sordum.
Aker Brugge'de TGI Fridays'te hamburger yedikten sonra yarımadanın en ucunda bulunan Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesini ziyaret ettik. Müze ilk başta yapılacaklar listemde değildi ama Bygdoy adasına feribot ile geçerken müze binası ilgimizi çekti ve dönüşte bu müzeyi atlamayalım diye karar verdik. Müze ilgi çekici eserler ile dolu ama bizim en çok hoşumuza giden kafesinde oturup, manzaranın tadını çıkararak kahve keyfi yapmaktı.
Sanata doyduktan sonra dedik ki bir otobüse atlayalım ve bizi nereye götürürse oraya gidelim. Grünerlokka bölgesini gözümüze kestirdik ve 11,12 ya da 13 nolu tramvaylardan birine atlayarak Olaf Ryes durağında indik. Oradan Grüners gate boyunca ilerledik ve Kuba Park'ına vardık. Sanki dağda bir yere gelmiş gibi olduk. Şehir içi bir yerde böyle bir alan beklediğimizi söylersem yalan olur. Biraz parkta vakit geçirdikten sonra günü sonlandırmak için yine tramvayla otelimize geri döndük.
Oslo'ya gitmişken, Munch'un ünlü Çığlık tablosunu görmeden dönmek olmazdı. 24 saatlik Oslo Pass'larımızın süresi dolmadan müze giriş saatinde kapısına dayandık. Ama günlerden Perşembe olunca müzeye giriş zaten bedavaymış, acele etmemize gerek yokmuş. Norveç Ulusal Galerisi, küçük ama güzel eserlere sahip bir müze. Munch'un yanı sıra Monet, Gauguin, Degas, Cezanne, Renoir, Picasso gibi ünlü ressamların eserlerini de görebilirsiniz. Görmeden dönmeyin. Munch ile ilgili daha çok eser görmek isterseniz Munch Müzesini de ziyaret edebilirsiniz.
Norveç Ulusal Galeri sonrasında Oslo'nun olmazsa olmazı olan Vigeland Parkına gittik. Bu parkı görmeden Oslo'yu gördüm dememek lazım bence. Oslo'nun en güzel yerlerinden biriydi. Vigeland Park, dünyanın en büyük heykel parkı, 200'den fazla heykeller Gustav Vigeland tarafından yapılmış. Hem giriş ücretsiz, hem ulaşımı da çok kolay. 12 nolu tramvay ile önünden geçiyorsunuz. Burada çimlerde takılabilir, çocuklar oyun parkında oynayabilir, çimlerinde piknik yapabilir ve park içerisindeki birçok heykeli inceleyebilirsiniz. Bir gününüzü burada rahatlıkla geçirebilirsiniz. Ama hazırlıklı gelin. Çimlerde piknik yapmak hoşunuza gidebilir. Park içerisinde kafelerin de mevcut olduğunu belirteyim.
Park'ta geçen güzel saatlerden sonra akşam yemeği için Youngstorget meydanındaki Fiskeriet balık restoranına gittik. Küçük bir yer. Hem deniz ürünleri satışı mevcut hem de birkaç masada servis hizmeti veriliyor. Akşam yemeğimizi burada yedik. Deniz ürünleri çorbası ve fish and chips güzeldi. Yolunuz düşerse deneyebilirsiniz.
Yemek sonrası otelimize döndük ve ertesi günkü Bergen seyahati için hazırlanmaya başladık. Ertesi gün trenimiz öğlene doğru olunca acele etmeden otelin güzel kahvaltısından yaptık ve Karls Johans gate caddesinde kızlara kısa bir yürüyüş yaptık. Katedralin karşısındaki çiçek pazarına uğradık.
Bergen dönüşü Oslo'da bir gece daha kaldık. Yine aynı oteli ayarlamıştık. Tren garının hem yanında olunca ulaşım bakımından epey faydalı. Oslo'daki son gecemizde bizi güneşli güzel bir akşam bekliyordu. Son akşam yemeğimizi yine Mamma Pizza'da yedik. Sonra da uzun tren yolculuğunun yorgunluğunu atmak için Opera binasının yolunu tuttuk yine. İlk gün biraz sisli puslu bir hava varken son gün Oslo bizi pırıl pırıl bir hava ile uğurladı.
Kaplan Şehri Oslo |
Bir haftalık Norveç gezisinden sonra yeşile doyduk doymasına ama burada da gözlerim yeşili arar oldu. Şelale manzaralı eviniz olsun isterseniz sizi fiyord bölgesine taşınmanızı önerebilirim. Elimizde bol bol fotoğraf ve güzel anılarla seyahatimizi bitirdik. Başka bir zamanda Norveç'in göremediğimiz yerlerini görme dileğini bir kenara bırakarak...
Gelelim seyahatimizin genel hatlarına. İlk iki gece Oslo'da konaklayıp şehri keşfettikten sonra tren ile Bergen'e geçiş. Bergen'de 3 gece konaklama sonrası, Oslo'ya tren ile dönüş. Son gece Oslo'da konakladıktan sonra ertesi gün ülkeye dönüş.
Seyahat başlangıç noktamız olan Oslo'ya gelirsek... 2016'da yaptığımız Stockholm seyahati sonrasında Oslo'nun Stockholm ile çok benzer yönleri olduğunu söyleyebilirim. Benzer müzeler, benzer yerleşimler gibi. O yüzden çok yabancılık çekmedik. Oslo'ya haksızlık yapmak istemem ama Stockholm'un açık ara birinci olduğunu söyleyebilirim. Gelelim Oslo'da neler yaptığımıza.
Havaalanından tren ile merkez tren istasyonuna geçtik. Havaalanından şehir merkezine gitmek için farklı seçenekler mevcut. En uygun seçenek, yerel treni (NSB) kullanmak. Biraz daha hızlı bir seçenek olan Flytorget Airport Express treni de mevcut ama fiyat olarak yerel trenler daha uygundu. İsterseniz web sitesinden biletlerinizi önceden de alabilirsiniz ya da bizim gibi trene binmeden önce bilet satış makinelerinden alabilirsiniz.
Merkez tren istasyonuna gelince hemen otelimize geçiş yaptık. Oslo'da konaklama için kesinlikle bizim kaldığımız oteli önerebilirim: Scandic Byporten. Kahvaltı dahil (ki kahvaltısı bir Avrupa şehrinde şu ana kadar yediğim en çeşitli ve güzel kahvaltılardan biriydi), aile odaları olduğu için, merkezi konumu ile her yere kolay ulaşım sağladığı için, dışarı çıkmadan tren garından direkt geçişi olduğu için bizim çok hoşumuza gitti. Odanın çok küçük olacağından korkuyordum ama check in sırasında odalarımızı upgrate ettikleri için bu otelin bizdeki yeri ayrı :)
Otele yerleştikten sonra Oslo'da görmeden dönülmemesi gereken Oslo Opera Binası'na doğru yürüdük. Oslo Opera Binası, ilginç ve güzel mimarisi ile göz dolduruyor. Çatısına çıkıp Oslo'yu yüksekten izleyebilirsiniz. İsterseniz binanın içine de girebilirsiniz, içerisi de en az dışı kadar güzel. Biz hem ilk akşam hem de son akşam bu güzel binayı ziyaret ettik. Yaz dönemi olmasaydı belki bir bale ya da opera gösterisine bile gidilebilirdi.
Oslo Opera Binası, Oslo, Norveç |
Oslo Opera Binası'nın çatısında, Oslo, Norveç |
Oslo Opera Binası'nın çatısı, Oslo, Norveç |
Oslo Opera Binası, Oslo, Norveç |
Oslo Opera Binası, Oslo, Norveç |
Oslo Opera Binası, Oslo, Norveç |
Oslo Opera Binası'ndan manzara, Oslo, Norveç |
Oslo Opera Binası çatısından inerken, Oslo, Norveç |
Oslo Opera Binası, Oslo, Norveç |
Opera binası sonrasında akşam yemeği için Mamma Pizza'ya doğru gittik. Nispeten uygun fiyatlı ve lezzetli pizza ve makarnaları sonrasında Oslo'nun ünlü Karl Johans Gate caddesi boyunca Krallık Sarayına kadar yürüdük. Nispeten uygun fiyatlı pizza derken Türk lirasına çevirdiğimizde bir margarita pizza fiyatının 60 lira civarı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Mamma Pizza, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesi, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesi, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesindeki mağazalar, Oslo, Norveç |
Oslo Katedrali, Karl Johans Gate Caddesi, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesindeki Troller, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesi, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesi, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesi, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesi üzerindeki bir park, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesi üzerindeki bir park, Oslo, Norveç |
Karl Johans Gate Caddesi, Oslo, Norveç |
Krallık Sarayı, Oslo, Norveç |
Krallık Sarayı bahçesinin çimlerinde yuvarlananlar, Oslo, Norveç |
Krallık Sarayı, Oslo, Norveç |
İkinci günümüzde, güzel bir kahvaltı sonrasında Oslo müzelerini keşfetmeye başladık. Bunun için öncelikli olarak bir günlük Oslo Pass aldık, hem kendimize hem de çocuklara. Oslo Pass ile hem ücretsiz seyahat edebiliyorsunuz hem de müzelere ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Oslo Pass'ın bir günlük ücreti €42, çocuk için ise €22. Eğer çok fazla müze ziyareti planlamıyorsanız, 24 saatlik ulaşım kartı da alabilirsiniz. Tek biniş 33 NOK iken, 24 saatlik seyahat kartı 90 NOK. Çocuklar haftasonları ve tatillerde yanlarında bir yetişkin ile bedava seyahat edebiliyorlar. Ama bu zamanlar dışında 4 yaş üstü çocuk için de bilet almanız gerekiyor. Stockholm bu konuda daha iyiydi sanırım.
İlk durağımız, Norveç Halk Müzesi (Norwegian Folk Museum), Oslo'nun açık hava müzesi. Oslo'da beğendiğimiz müzelerden biriydi. Bygdoy adasında bulunan bu müzeye gitmek için önce tren garının önünden 12 nolu tramvaya bindik (12 nolu tramvayı aklınızda tutun, Oslo'da birçok noktaya bu tramvay ile kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz). 12 nolu tramvay ile Radhuset ya da Aker Brygge durağında inip, feribota aktarma yaptık. 91 nolu feribot ile Bygdoy'a ulaşıyorsunuz. Bygdoy adasında feribot iki durakta yolcu alıp bindiriyor. Norwegian Folk Museum ve Viking Gemisi müzeleri için Dronningen durağında, Fram Müzesi için bir sonraki durakta inebilirsiniz. Biz Dronningen durağında inip, dönüşü de Fram Müzesinden yaptık. Tek vasıta ile gitmek isterseniz, tren garından kalkan 30 nolu otobüsü de kullanabilirsiniz. Feribottan inince güzel evler arasında müzeye doğru yürüdük. Her evde birer devasa trambolin olduğunu da eklemeden geçemeyeceğim.
Norveç Halk Müzesi, geleneksel Norveç evlerini içerisinde barındıran, eski Norveç hayatını gözünüzde canlandırmanıza yarayan dünyanın en eski açık hava müzelerinden birisi. Müze içerisinde eski Norveç hayatını yansıtan gösterilere de rastlayabiliyorsunuz.
Müze yollarında, Bygdoy, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi, Oslo, Norveç |
Norveç Halk Müzesi sonrasında Viking Gemisi Müzesine gittik. Stockholm'deki Vasa Müzesi sonrası burası bizi pek açmadı. Ama Vasa Müzesini görmediyseniz ve Viking Gemisi görmek istiyorsanız, bu müzeye gidebilirsiniz.
Viking Gemisi Müzesi, Oslo, Norveç |
Viking Gemisi Müzesi, Oslo, Norveç |
Viking Gemisi Müzesi, Oslo, Norveç |
Viking Gemisi müzesi önünde 30 nolu otobüse atladık ve Fram Müzesinin yolunu tuttuk. Viking Gemisi ile Fram müzesi arasında bir seçim yapmanız gerekirse ben Fram müzesini görmenizi tavsiye ederim. Fram Müzesi, kutupları araştıran en güçlü ahşap geminin müzesi. İsterseniz gemiye çıkabilir, kameraların içinde gezinebilirsiniz. Gemi, ilk kutup keşfine 1893 yılında çıkmış. Gemi aynen günümüzde duruyor ve ziyaretçilerin keşfetmesine açık. Kutup araştırmaları hakkında, kutup keşiflerini yapan insanlar hakkında da bilgi sahibi oluyorsunuz.
Fram Müzesi, Oslo, Norveç |
Fram Müzesi, Oslo, Norveç |
Fram Müzesi, Oslo, Norveç |
Fram Müzesi, Oslo, Norveç |
Kutup keşif ekibi, Fram Müzesi, Oslo, Norveç |
Karda kaç kiloluk yük taşıyabileceğinize dair bir simülasyon, Fram Müzesi, Oslo, Norveç |
Fram Müzesi, Oslo, Norveç |
Eğer gemi ile ilgili müzeye doymadıysanız, Fram Müzesinin hemen yanındaki Kon-Tiki Müzesini de ziyaret edebilirsiniz. Kon-Tiki, 1947'de Pasifik okyanusu geçen Thor Heredahl'ın kullandığı salları içeren bir müze. Biz biraz yorulduğumuz için bu müzeyi es geçtik ve feribota atlayıp, Aker Brygge'e geri döndük. Feribottan inince hemen karşınızda Nobel Barış Merkezi sizi bekliyor. Yine kendimi tutamayıp, Stockholm ile karşılaştırma yapacağım ve Nobel Müzesinin daha etkileyici olduğunu söyleyeceğim. Oslo'daki müzede sadece Nobel Barış Ödülünü kazananlar ile ilgili bilgi mevcut. En son Nobel Barış Ödülünü kazanan ile ilgili detaylı sergi var. 2016 yılında Colombia'nın devlet başkanı Juan Manuel Santos kazandığı için onunla ilgili sergi mevcuttu.
Nobel Barış Merkezi, Oslo, Norveç |
Nobel Barış Merkezi, Oslo, Norveç |
Nobel Barış Merkezi, Oslo, Norveç |
Nobel Barış Merkezi, Oslo, Norveç |
Nobel Barış Merkezi, Oslo, Norveç |
Nobel Barış Merkezinden çıkınca, kendimizi Aker Brygge'e bıraktık. Aker Brygge, Oslo'nun en canlı yerlerinden birisi. Yol boyunca çeşitli restoranlar ve alışveriş merkezleri mevcut. Oslo'daki alışveriş merkezlerinin kapalı olduğunu söylemek isterim. Avrupa'da görmeye alışık olmadığım için ilgimi çekti, sonra da bu soğukta başka nasıl olsun diye kendi kendime sordum.
Aker Brygge, Oslo, Norveç |
Aker Brygge, Oslo, Norveç |
Aker Brygge, Oslo, Norveç |
Aker Brugge'de TGI Fridays'te hamburger yedikten sonra yarımadanın en ucunda bulunan Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesini ziyaret ettik. Müze ilk başta yapılacaklar listemde değildi ama Bygdoy adasına feribot ile geçerken müze binası ilgimizi çekti ve dönüşte bu müzeyi atlamayalım diye karar verdik. Müze ilgi çekici eserler ile dolu ama bizim en çok hoşumuza giden kafesinde oturup, manzaranın tadını çıkararak kahve keyfi yapmaktı.
Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesi, Oslo, Norveç |
Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesi, Oslo, Norveç |
Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesi, Oslo, Norveç |
Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesi, Oslo, Norveç |
Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesi, Oslo, Norveç |
Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesi, Oslo, Norveç |
Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesi, Oslo, Norveç |
Astrup Fearnley Modern Sanat Müzesi, Oslo, Norveç |
Sanata doyduktan sonra dedik ki bir otobüse atlayalım ve bizi nereye götürürse oraya gidelim. Grünerlokka bölgesini gözümüze kestirdik ve 11,12 ya da 13 nolu tramvaylardan birine atlayarak Olaf Ryes durağında indik. Oradan Grüners gate boyunca ilerledik ve Kuba Park'ına vardık. Sanki dağda bir yere gelmiş gibi olduk. Şehir içi bir yerde böyle bir alan beklediğimizi söylersem yalan olur. Biraz parkta vakit geçirdikten sonra günü sonlandırmak için yine tramvayla otelimize geri döndük.
Kuba Park, Oslo, Norveç |
Kuba Park, Oslo, Norveç |
Kuba Park, Oslo, Norveç |
Kuba Park, Oslo, Norveç |
Otelimizin yakındaki Oslo S Mall içerisinden bir kare |
Bu odada isteyenler bu heykelin resmini yapabilirler, kağıt ve kara kalem mevcut Gustav Vigeland, "Mother and Child" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Benim kızlar da resim yapmayı es geçmedi Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Benim kızlar da resim yapmayı es geçmedi Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Erik Werenskiold, "September "Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Anders Zorn, "In the Skerries" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Gustav Vigeland, "Dance" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Bu tablonun bir kopyası evimizin duvarlarını süslüyor artık, Renkler öyle güzel ve canlı ki Harald Sohlberg, "Streen in Roros" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Edvard Munch, "Mother and Daughter" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Edvard Munch, "The Girls on the Bridge" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Edvard Munch, "Dance of Life" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Edvard Munch, "Scream" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norv |
Jens Ferdinand Willumsen, "After the Tempest" Norveç Ulusal Galerisi, Oslo, Norveç |
Norveç Ulusal Galeri sonrasında Oslo'nun olmazsa olmazı olan Vigeland Parkına gittik. Bu parkı görmeden Oslo'yu gördüm dememek lazım bence. Oslo'nun en güzel yerlerinden biriydi. Vigeland Park, dünyanın en büyük heykel parkı, 200'den fazla heykeller Gustav Vigeland tarafından yapılmış. Hem giriş ücretsiz, hem ulaşımı da çok kolay. 12 nolu tramvay ile önünden geçiyorsunuz. Burada çimlerde takılabilir, çocuklar oyun parkında oynayabilir, çimlerinde piknik yapabilir ve park içerisindeki birçok heykeli inceleyebilirsiniz. Bir gününüzü burada rahatlıkla geçirebilirsiniz. Ama hazırlıklı gelin. Çimlerde piknik yapmak hoşunuza gidebilir. Park içerisinde kafelerin de mevcut olduğunu belirteyim.
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Vigeland Park, Oslo, Norveç |
Park'ta geçen güzel saatlerden sonra akşam yemeği için Youngstorget meydanındaki Fiskeriet balık restoranına gittik. Küçük bir yer. Hem deniz ürünleri satışı mevcut hem de birkaç masada servis hizmeti veriliyor. Akşam yemeğimizi burada yedik. Deniz ürünleri çorbası ve fish and chips güzeldi. Yolunuz düşerse deneyebilirsiniz.
Fiskeriet Youngstorget, Oslo, Norveç |
Fiskeriet Youngstorget, Oslo, Norveç |
Fiskeriet Youngstorget, Oslo, Norveç |
Yemek sonrası otelimize döndük ve ertesi günkü Bergen seyahati için hazırlanmaya başladık. Ertesi gün trenimiz öğlene doğru olunca acele etmeden otelin güzel kahvaltısından yaptık ve Karls Johans gate caddesinde kızlara kısa bir yürüyüş yaptık. Katedralin karşısındaki çiçek pazarına uğradık.
Çiçek pazarı, Oslo |
Çiçek pazarı, Oslo |
Çiçek pazarı, Oslo |
Vikingler trollere karşı |
Bergen dönüşü Oslo'da bir gece daha kaldık. Yine aynı oteli ayarlamıştık. Tren garının hem yanında olunca ulaşım bakımından epey faydalı. Oslo'daki son gecemizde bizi güneşli güzel bir akşam bekliyordu. Son akşam yemeğimizi yine Mamma Pizza'da yedik. Sonra da uzun tren yolculuğunun yorgunluğunu atmak için Opera binasının yolunu tuttuk yine. İlk gün biraz sisli puslu bir hava varken son gün Oslo bizi pırıl pırıl bir hava ile uğurladı.
Son gece parkta sallanmadan olmazdı |
Akrobatik hareketler peşindeki kızlar |
Oslo, Norveç |
0 yorum: