Üçüncü günümüzü Cape Town şehir merkezini keşfetmek için ayırdık. Son günümüzü biraz daha düşük tempoda ve az stresli bir şekilde geçirmek istedik. Kendime yine bir rota çizmiştim, görmek istediğim yerler vardı, onları görmeden dönmek de istemezdim tabii ki de. Gelelim son gün rotamıza...
 |
Victoria&Alfred Waterfront, Cape Town |
Cape Town'daki ikinci günümüzü Ümit Burnu ve Cape Yarımadasını keşfetmeye ayırdık. Ümit Burnu, Cape Yarımadasında bir milli park içerisinde yer alıyor. Cape Town merkezinden yaklaşık olarak 70 km uzaklıkta bulunan Ümit Burnu'na gitmek için ya araba kiralayabilir ya da bizim yaptığımız gibi günübirlik bir tura katılabilirsiniz. Güney Afrika'da trafik soldan aktığı için biz araba kiralama seçeneğini pek düşünmedik.
 |
Ümit Burnu, Cape Town |
Cape Town deyince akla ilk ne geliyor derseniz ben Ümit Burnu ve Masa Dağı (Table Mountain) derim. Masa Dağı, Cape Town'a yolunuz düşerse mutlaka listenize eklemeniz gereken bir yer. Beklediğimden çok daha büyüleyici ve nefes kesiciydi diyebilirim. Tabii Cape Town'un ve çevresinin, Masa Dağının güzelliğine güzellik kattığını inkar etmemek gerek. Aşağıdan baktığınızda Masa Dağı, sanki çorak bir yer gibi gözüküyor. Fakat yukarı çıktığınızda çeşit çeşit bitki örtüsü ve farklı hayvanlarla karşılaşıyorsunuz.
 |
Masa Dağı (Table Mountain), Cape Town |
Benim için, İspanya'ya gidip de Granada'yı ve Elhamra Sarayını görmemek olmazdı. O yüzden 2011'de İspanya gezisini planlarken bir gecelik Granada seyahatini de ekledim ve hiç pişman olmadım.
 |
Generalife, Elhamra Sarayı, Granada |
Jakarta için ne büyüleyici, ne göz alıcı, ne de kesinlikle görülmesi gereken bir yer diyebilirim. Jakarta aslında gidip görmeyi istediğim yerler arasında bile değil iken Singapur-Jakarta gezisinde aklımda en çok yer eden şehir oldu. Bunu gezinin son durağı olmasına bağlıyorum biraz da güzel mi güzel Cafe Batavia'ya...
 |
Otelimizden Jakarta Manzarası |